Bel Fıtığı Ameliyatı ve Lomber Omurga Dengesinin Önemi
Bel fıtığı ameliyatı, omurga cerrahisinin en sık uygulanan girişimlerinden biridir. Ancak başarılı bir ameliyat yalnızca fıtığın çıkarılmasıyla değil, aynı zamanda omurganın doğal eğriliklerinin ve sagittal dengesinin korunmasıyla mümkündür.
Bel fıtığı, genellikle L4-L5 ve L5-S1 seviyelerinde görülür. Bu bölgeler, omurganın en fazla yük taşıyan ve hareket eden segmentleridir. 2018 yılında Berven ve Wadhwa tarafından yayımlanan “Sagittal Alignment of the Lumbar Spine” adlı bilimsel çalışmada, toplam lomber lordozun üçte ikisinin bu iki seviyede oluştuğu vurgulanmıştır. Bu bilgi, cerrahi planlamada neden bu segmentlerin anatominin merkezi olduğu konusunda önemli ipuçları verir.
Araştırmaya göre, L4-S1 bölgesindeki lordozun yetersiz şekilde düzeltilmesi veya ameliyat sırasında bu eğriliğin kaybolması, ilerleyen dönemde komşu segment hastalığı (yani üstteki omurların hızla dejenerasyonu) riskini artırmaktadır. Bu durum, bel fıtığı ameliyatı sonrasında yeniden ağrı, hareket kısıtlılığı ve ikinci bir ameliyat gereksinimine yol açabilir. Bu nedenle güncel omurga cerrahisi yaklaşımlarında yalnızca sinir basısını kaldırmak değil, aynı zamanda doğal eğriliği korumak veya yeniden oluşturmak esastır.
Ameliyat Kararı ve Kişiye Özel PlanlamaBel fıtığı ameliyatı kararı, yalnızca görüntüleme bulgularına değil, hastanın klinik durumu, yaşına ve omurga dengesine göre verilmelidir. Berven ve Wadhwa’nın çalışmasında da belirtildiği gibi, pelvik insidans (PI) ve lomber lordoz (LL) arasındaki denge, cerrahi başarının belirleyicisidir. Eğer bu iki parametre arasında büyük bir uyumsuzluk varsa, ameliyat sonrası dönemde omurga dengesi bozulabilir.
Bu nedenle ameliyat öncesinde tüm hastalarda ayakta çekilen 36 inç uzunluğunda tam omurga grafisi ile sagittal denge ölçülmelidir. Modern cerrahlar bu ölçümlerle, fıtığın çıkarılmasıyla birlikte omurga açılarının da optimize edilmesini hedefler. Özellikle L4-L5 ve L5-S1 düzeylerinde lordozun doğru açılarda yeniden sağlanması, uzun vadede hastanın ağrısız ve dengeli bir yürüyüş kazanmasını sağlar.
Ameliyat Sonrası Dönem ve Duruşun ÖnemiBaşarılı bir bel fıtığı ameliyatından sonra bile yanlış duruş, fazla kilo, hareketsiz yaşam tarzı veya ergonomik hatalar, omurga dengesini bozarak nüks riskini artırabilir. Bu nedenle cerrahinin ardından rehabilitasyon ve postür eğitimi kritik öneme sahiptir. Bel kaslarını güçlendiren egzersizler, pelvik bölgenin desteklenmesini sağlar ve doğal lordozun korunmasına yardımcı olur.
Unutulmamalıdır ki, omurganın sagittal dengesi yalnızca bir “röntgen açısı” değil, insanın enerji verimli, dik ve ağrısız şekilde durabilme yeteneğini belirleyen bir biyomekanik sistemdir.
Bel fıtığı ameliyatı, yalnızca sinir üzerindeki baskının giderilmesi değil; aynı zamanda omurga biyomekaniğinin korunması anlamına gelir. Berven ve Wadhwa (2018) gibi bilimsel çalışmalar, omurga dengesinin cerrahi planlamada ne kadar belirleyici olduğunu açıkça göstermektedir. Özellikle L4–S1 bölgesinde lordozun yeniden oluşturulması, hem ameliyat başarısını hem de uzun dönem yaşam kalitesini artırır.
Doğru hasta seçimi, kişiye özel cerrahi planlama ve dengeli duruşun korunması, bel fıtığı ameliyatının başarısının temelini oluşturur.